Biz insanların geçmişine baktığımızda dokunmanın, insan vücuduna kendisi değil de bir başkasının el değdirmesinin en eski doğal tedavi yöntemi olarak asırlar önce keşf edildiğini görüyoruz. Nitekim bu şifa kaynağı uygulamalara ilişkin ilk yazılı belgeler, İÖ üç bin yıllarında Çin’de ele geçiyor. Bulunan belgelerde akupressur’a ilişkin verilen bilgilerden, masaj uygulamalarının yalnız hastalıkların ve yaralanmaların değil, olabilecek adale hastalıklardan da korunmada önemli rol oynadığının kabul edilmiş olduğunu görüyoruz. Bu nedenle akupressur, dokunmayla tedavi yöntemlerinin en eskisidir diyebiliriz.
Hindistan’da uygulanan şifa yöntemlerine göz attığımızda, bu ülkede de masaj uygulamalarının çok eski yıllarda uygulandığını ve aileler arasında bir geleneksel bir kültür haline geldiğini görüyoruz. Kaynağını Hindistan’dan alan ve geçmişi İÖ Bin sekizyüzlere kadar giden Ayurveda Tıbbının tedavi yöntemleri arasında eterik yağlarla yapılan masaj uygulamaları önemli bir yer tutuyor. Antik Çağlarda tedaviyle uğraşanlarda çevrelerindekilere şifa vermek için doğal yağlar eşliğinde ellerini kullanıyorlardı. Hıristiyanlıktan önceki Yunan ve Roma dönemlerinde verilen bilgilerde, masaj uygulamalarının ne zaman ve hangi şekilde uygulanması gerektiğinden ve spor aktivitelerinden önce ve sonra, hastalıkların başlangıç dönemlerinde ve sonrasında, banyolardan önce ve öncelikle bedensel ve zihinsel yakınmalarda, sindirim bozukluklarında ve yaşanılan solunum güçlüklerinde masaj uygulamalarının yararlarından söz edilmektedir.Günümüzde masaj uygulamalarına ulaşmak artık çok kolay hale gelmiştir ama doğru adreste yapılmayan bir masaj beklenmedik kötü durumlara yol açabilir onun için doğru adresi bulup masaj uygulamalarının bizlere sunduğu nimetlerden faydalanmalıyız…